31 Ocak 2009 Cumartesi

çocuk...

denge tahtasından bir hayal gücü...
küçük bir çocuğun oyun serüveni.
parmaklarındaki anlamsız kıvrılışlar,
zihin karmaşasından yoksun düşünceler.
sadece görmek istediği ve bilmek istediği yerde.
hiç düşünmeden tutar düşüncelerimi,bir sabahın akşamında.
00:14 31.01.2009

28 Ocak 2009 Çarşamba

Şapkamın Üstünden Bir Hayat Geçti...




Oturduğum tahta bankın önünde bir hayat.
Hastanenin önünden bir hayat geçti.
Işıklardan bir hayat geçti.
Masamın önünden bir hayat geçti.
Yürümekle geçmeyen hayat,
Korktu benden
Bir anda geçti şapkamın üstünden.
Fısıldamalar yüzünden duyamadım,göremedim hayatı.
Otobüsün içinden bir hayat geçti.
Bir hayat yürüdü benden,geçti benden.
Yürüdü benden hayat
Ben indirdim artık şapkamı
Kaldım artık koltuğumda
Gittim geldim.
Şapkamın üstünden

22 Ocak 2009 Perşembe

terk edilmişliğin sona vuruşu...


Anlayamadığım bir gezinti var…içinde olmadığım bir düş var…görmek istediğim bir rüya var ama içinde yokum.
Anlayamadığım bir gezinti…
İçinde olmadığım bir düş…
Görmek istediğim bir rüya ama içinde yokum.
Ne dövüştüm
Ne barıştım
Güzeldi geçmişim
Güzel bir gençtim
Kara bir günlük ,hayat.
Uçar gibi iradene sahip olmaktı hayat.
Ayrılmayı kim ister ki ?
Belki bir gün yok.
Belki bir gün yoktu.
Ne de ilerisinden ilerisi,ötesinden ötesi.
Yapmadığın şeylerden övünmek;insanın içindeki oyun perdesi.
Aşağıdakilerinin yukarısından bir bakış.
Elimdeki hayalet kalem görür beni.
Uzaktan gelen yanılgı sesleri,metrukluğun ahire vuruşu.
Üşüyorum yatağımda
Düşünüyorum yatağımda
Düşünüyorum da yatak beni üşütüyor bensiz.
Üşüyorum da ruhum çekilmiş benden.
Yürüyorum da sanki benimmiş hayat.
Dönerimde,hayat döner miydi benim için geriye.
Zamansız bir yazılım…
Sondan bir bakış…
Ah! Ne koştu zaman
Ah! Ne hoştu zaman
Tek bir sözden kaçış…
Tek bir özün vardı kaçamadığın.15:18 22.01.2009

10 Ocak 2009 Cumartesi

içinde olup bitenler var...


Mavi bir derinlik ,korkarsın yalnızlığın için.
Bir gürültü…içinde olup bitenler var.
Kaybolan bir anı defteri gibi zaman.
Yolsuz barksız insanlar gibi yüreğin var.
Unuttuğun insanlar gibi unutulduğun doğru.
Dostun olduğu doğru yalnızlığın.
Gülümseyen insanlar devri az bir zaman sonra biter.
Gerçek gibi nefes alıyorum.
Ve izliyorum benden kaçanları.
Gözlerim soğuk ağlayamam.
Kimseyi değil sadece kendimi tanıyorum.
18:28 09.01.2009

cadı aynası


Basit bir adamım yeşil ışığın altında.
Nefes alamayan kalabalık bir kalbim var.
Sanırım kendimi seviyorum birde cadı aynasını.
Aslında birazda küçüğüm,büyümek çok zor.
Yürürken insanların yüzlerinde hep fısıltılar duyarım.
İçlerindeki duygularını tutarım ellerimle.
Gece aklıma gelir,rüyamda uyanır düşünürüm.
Gezerim hep içlerinde.
Gitmek yerine hep kalmayı seçerim ama terk edilirim.
Hiç kızmadım kendime.
İlk günleri her zaman sevmişimdir ama gerisi…
İlk romanımı gömdüm aynı ilki gibi.
Kendimle dans ederim saatlerce.
Kendi duygularımda gezinirim hiç durmam ve hiç durmaz içimdeki fısıltılar.
Gürültülü bir odam var bütün nesneler canlı.
Pahalı duyguları sevmem ben,basitliği de.
Yine hiçbir şey ve hiçbir şeyler çıkar önüme,yapmam gereken ne?
Geceyi severim ve tüketirim nefesimde.
Gülmeyi severim,ağlarımda.
Aslında sıcağımdır.
Önceden inanırdım.
Önceden her şeyi yapardım.
Şimdiyse kendine bıraktım.
Ben hep bendim. 01:54 09.01.2009

8 Ocak 2009 Perşembe

Rüyalarım...


Kaybolan bir yüz görüyorum,unutulmuş bir Tanrı inancı gibi.Sanki umutlar tükenmek üzere,aynı gelip giden adımlar,ısıtmaya çalıştığın el senin ki.Hissedememen için hiçbir neden yok.Kimselere özel bir hisle bağlanmamışsın gibi git…Aslında kalmak istediğin yer burası ama soğuklar buradaydı.Düşünmemek için her şeyi yapıyorum,sonunda yine biliyorum ki güneşim kaybolur.
Tepenin birinde bir mezar yaptım kendime umutlarımı,anılarımı,sevinçlerimi,gözlerimi gömdüm içine ve sımsıkı sardım.Ordayım içinde ve her gün yeniden aynı rüyayı görüyorum.
İnsan çıkmak isteğini bir kenara bırakır ve hep orda kalır.
Neyi unutmalısın ki yüzünde kaybolanlardan başka.
Yatağıma yatar ve düşünürüm uyumayı sanki hiç uyumamışım gibi rüyalar görmemişim gibi.Hep yeniden doğarım güneşle umutlarıma ama gece biterim yine çünkü rüyalarım başlar.Çünkü rüyalarımda hiç ağlamam ve tüm mutluluklarla,güzelliklerle sevişirim.
Yaşlı bir kapım var aslında sadece adı öyle yoksa yaşlı filan değildir.
Ama insanlar hep nankördür.Bilinçaltı bir rüya,sanki zorlayan bir el gibi.Çatalında ne küf var ne de bozulur.Ne kadar parlak olsa da tutmadım hiç sapından.
Ahvali bir resim duvarı ve her gün yağmur yağar tertemiz olur ama satar insan dualarını.
Sözlerimdeki şarkılar aslında rüzgarın söylediği şarkılarla aynı ve bronte’nin Uğultulu Tepeler’indeki uğuldayan rüzgar gibiydi.
Ve rüyadayım…02:01 08.01.2009

7 Ocak 2009 Çarşamba

yaprağın hayatı...


Kargaşadan örülmüş bir duvar,eski bir Kızılderili sözü gelir aklıma ama mısralarıma koyamam zenginliğin yapayında.
Düşünürüm kimselerin bilmediğini,bilmek fazlalıktan bir yoksunluk.
Tam dolu bir zihin gibi ağırlaşır adımlarım,farkında olduğum cevaplar veririm yalan söylerken ve izlerim kendimi.
Acı bir tat yüz kaslarının gerilmesinde suçun sahibi.Aslında yapmak istediklerindi karmakarışık olan yoksa ilerisinden değildi bulanıklık.
Gitmek isteğim görmek isteğim duygusal bir maruzuyet değildi,gerçek bir sebep ve kırmadığım parçalayamadığım güven.
Şu ya da bu değerde bir insan,gerçeğin aslı ne fark eder bilip ve görmekten başka.Burda bir kez daha işe yarar duygularımın kınısı.Kör bir saplantı aslında kelimelerinin duraksaması.Sanki…sanmaktan fazlası gibi bir hayat.00:11 07.01.2009

2 Ocak 2009 Cuma

dünün rüyasında kendim...


Yansımalar gibiydi soğuk bir düş.
Herkesin bir hayali vardır ama onların örtüsü biçimsiz taşlardan bir hapishane.Anlamamazlıktan gelen bir kanatlı.
Hesapsız bir pazar yolu gibi,sadece verdiklerin.
Geri dönüşü yok.
İnsanın parçası olmayı başaramayan ölüm.
Koşmayı istedim ama anladım ki koşarak bazı şeyleri arkada bırakamıyorum.
Düşündüm,düşündüm,düşündüm…fark ettim ki o kadar çok düşünmeme rağmen tutamamışım.
Aslında yansımalar ölmüştü.
Nedense anlamsızlıklarımın içinde bir sürü telaş.
Niçin…neden?
Güler yüzlü bir güler.
Sanki çok istemişim olmamış gibi.
Biçimsiz bir fiyatım var.
Ve sonradan askıya asmalı sigaraya kokmuş düşlerini.
Ve köşeye doğru yaslamalı başını,duvara çarpan soğuktan korumak için kendini.
Yalan gibi rüyalar görmeli yatağında ama otobüste giderken çukura düşmeli rüyasında.
Yansımaların soğuduğunu bilmeli.
Oturup iki elinle başını sıkıştırmalı ve sonrada düşünmeli…
Geri almalımı diye sorarsan hiçbir getirisi yok ama bazen hatırlayabilmek için sadece bunu yaparsın.03:01 02.01.2009