25 Aralık 2010 Cumartesi

rüyadayım hayaller ağacında


düşündüm inancımın soğukluğunda…
durdum hayallerimin ağacında
tanıdım birini
hayatımın rengini
hiç düşünmedim
hiç pişman olmadım gerilerden
hayallerime dur da demedim
sıkılmadım zamandan
sevdim ben bu hayatı
ölmelere hiç inanmadım
soğuk bir kış günü
ölmeyi hiç istemem
uzaklaşırken kalbimden
uzaklaştım
Tanrı nın elinden
bir yerde uzaktım
tüm  gözlerden
hiç sıkılmadım
kimselerden
istediklerimden
tanıdım bir rengi
hayatımın yeşilinde
unuttum bir rengi
gençliğimde
yaşlı bir geçmişim
aslında yaşlı bir gençtim
tanıdığımda kendimi
bildiğim bir bilmece
hayallerimde gülmece
ağlasam  nedendir bu durgunluk
ben olabildiğim
kalabildiğim
tabi unutmadan söyliyeyim
babaların omzu bir başkadır
kalmak başkadır orda
fazla hüzne gerek yok!
bir masal kitabıdır
düşünceler denizkızı
içinde kaybolduğun bir oyuncak fabrikasıdır
dokunuşlarından sihirli oyuncakçı
tek kızdığım neden ölüm
ve sarı sayfalarım
ayakta tutar tüm kurşun kalemlerimi
mutlu kılar dostlarım
beni
ve ayaklı bir gazte
minettar ve harikalar duyar
gözlerinde kalabildiği dostlarda…
nede iyi olur başlangıçlar ermese sona.

25 Kasım 2010 Perşembe


umarım bir yerlerde mutlusundur
ama dileğim mutlu yalnızlıklar
yalnız notlar kalsın sana
sadece aptal bir çocuktum
büyüyememiştim
ama
koca bir insanmış aslında
gündüzler ve geceler
gerideler
olabildikçe
yalan, dost
kimden kalan
gizlendiğim onca fotoğraftan sonra
donuk donuk insanlar 
arkandalar resminde
bir gün
yalnızlığında dertleş
onlarla
yalnız sokaklarda...
kendime hakim olamadım bir anlık dayanılmazlığımdan yazdım.
bir daha asla olmaz rahatsız ediceğimi sanma.
not: hala aptalca seven bir insan.

25 Ekim 2010 Pazartesi

Düşüşte bir kuş...

mavi bir fok balığı hislerim
soğuk duygular denizlerim
batmaya yakın bir güneş sıcağı tek cevaptır gözlerim
hatırlaman mümkün değilmidir dileklerim
yarım bir akşamım benden biraz fazlayım
yürüdükçe dolma bir kalemim
mürekkepten gözlerim
yazmaktaydı ellerim
sevmekse ara versin, gitsin eğlensin
bir yaprakta değer kazansın kalbim ve uçsun
bir kış yaprağı
unutsun değerini kış gelsin hislerde ve gözlerde
dostuz ama artık değiliz
yitirdiğim değer tarihleri
târihi bir mezar kalıntısı
artık yanımda yoktur fısıltısı
unutuldum kaygısı
doğrudur benim olmadığım
yanındayken
kızıl derili üflemesi kulaklarımda
kalan tek bir his
düşündüğüm duygu larda
evet
soğuk bir deniz üstü uçuşu
artık düştüğüm yorgunluğu
burukluğu zamanımın
bende boşa değildir alıntıların
hoşkal bende bildiğin zamanların…
25.10.2010 sevmiştim genç bir dostumu, ama yanında yok olduğum doğrudur…

5 Ekim 2010 Salı

Masallarda yoktur zaman...


Başladığım bir serüven öncesi,görmekte olduğum bir düş perisi usulca fısıldar ileriye bakan umutlar ve yeni doğan bebekler kadar aydındır güneş.Yalancıdır güneş ay kadar yalancı…
Taşınır gider umutlar kaybolan rüyalar, hesap verin bana amaçsız dünyalar açıklamadan gitmeyin, görünmeden gidin kaçın hayallerimden.Uzaklaştığım tüm insan karmaşaları kalmayın bende akın kara yelli sular üstünde görünmeyin artık sise bulanmış gecelerde uzaklaşın rüyalardan ve gözlerden.Ateş elinden bir zaman yansıması bırakır beni kaldığı yerde ve tekrarından oyalar beni kandırmaca oyunları.Bulduğum bir dünya nesnesi güvendiğim bir su perisi, gerçekleşir dilediklerim.Bir oyun! adı ölme,düşlerin ve rüyaların birbirini kovaladığı, hayatın yaşamla gizemli yollara girmesi ve zamanın dile getirmesi.Duvarların ardı masallarda olan bir yaşantı, gizliliğiyle karışık bir gerçek zaman ötesi bir gerçek zaman yok orda…15:38  05.10.2010

3 Ekim 2010 Pazar

Arabalar ve Parklar


Arabalar ve parklar
Topraktır nihayetinde
Uçan ve yüzen demirler insandır nihayetinde
Bir kalıp ekmek dünyadır
Aç bir çocuğun gözlerinde
Ve deli bir cümle
Aşktır sevgiden gözlerde
Yaşam hayatın bardağıdır
Beyaz sayfa
Kanattır, uçabildiği meleğin
Karamsarlık içinde gökyüzü
Kargaşa var yüksek binalarda
Bir bulut anlaşılmaz ama ağlar
Yinede ağlar
Ve daldığım rüyalar
Bir gölgedir gerçeğinde
Gizem ve hüzün
Yaslandığım bir gecedir
Kaldığım bir zaman yaşlanması
İçimdeki gülmece kırıntısı
Nedir
Nedir bilmecesi
Gülemediğim zaman heceleri
Gerçek, bir dilim tereyağlı ekmektir
Gerçek, erir hızlıca akan zamanda
Ve göremediğin bir çok yanılsama
Gerçektir durduğun bir zaman yolunda
Ben
Hafif mayhoş esen bir rüzgarımdır
Dalgalanan saçlarında
Arabalar ve parklar topraktır nihayetinde
Uçan ve yüzen demirler insandır nihayetinde
Ve bağlılık nedir diye sorarsan
Diş fırçamı bile bırakamam ben
Helede oyuncaklarımı
Doğum günü notlarımı
Kalbimden seni…22:33  03.10.2010

14 Eylül 2010 Salı

TANRILARIN AĞLAMASI


İsteği başlangıç bir kürede silinmiş anılar adı altında kör bir rüya gibi hatırlamadan geçen zamân içi anılar.Her sır bir ölümdür fikir perdelerinin kapanışında, istemediğin tüm geri zamanlar ölü bir fısıltıdır Tanrı nın gezegeninde.Dengedir tüm değişimi sağlayan yağan yağmur altındaki gün ortası güneşin çıkışında, sevdiğim güneş gel bana…
İsteği ağlamaktır gök efendinin, isteği sarsmaktır değişim içindeki esintileri.Ki büyük bir arzu şans ve dilek yolunda garantidir bir hikaye ortası kahramanda.Uzun zaman kısa bir andır olası gerçek bir dünya da, tersi bir çöküş zamanda anlamanda yardımcı olur rüyaların izinde yol bulmanda.Ve skandal bir manşet gazetelerde Tanrı lara haber verir.Bir zafer coşkusu mudur ölümün sessizliği ya da kayboluşmudur çığlıklar arasında.Türünün kayboluşu bir yer değiştirme midir, nedeni doğadan kaynaklanan bir nedensilik midir…Nedir isteği! ağlayan Tanrı ların.Koyu bir gölge geleceğinde, eskimeyen zamanların eli var üstünde.Bilgiden çok varsayım, doğrudan çok hayal olup biten ne varsa bir gün uyandığında rüya olmadığından emin olabilir misin…
Sessizliğinde gök Tanrı nın
Bilmecesi midir gürültüsü
Sessizliğimde Tanrı ya
Bir dilek olsun
Son insan kırıntımdan
Ağlamaya…

17 Ağustos 2010 Salı

MORETTİ

Sigarası düştü yere
Mavi kapaklar hansel ve greterin kurdelesi dönüş yolunda
Sol gözü mor adamın
Üzülür birisi onun için
Faydası ne
Dünya mı hmh kendisi zaten dolu bir kazan
4 tekerlekli canavarları durduran bir düdük var elimde
Herkesin görmediği, uğraşılmayan bir içim var içimde
Çatısız düşünceler var içimde
Kimselerin farketmediği çatılar var gözlerimde
Tanımayın beni
Görmeyinde
Nede olsa herkes güldükten sonra ben gülerim
En son ben gülüyorum
Kaçak bir yolcuyum aslında
Farklı bir düşmüşüm aslında
Aslında düşlerimde farklı
Tanrı hepimizde aynı oysa
Yinede farklıyım
Şayet sorarsanız kimsin diye
Sol gözünde mor bir şişliği olan adamım ben
Evsiz görünen evim ben
4 tekerlekli canavarda rahatsızlık veren adamım ben
Ama aslında kendimeyim
Deli bir adamım ben kimsenin farketmediği
(farkında olmadan yaşadığım bir hayat fırtınasında bir darbe gözümde, mor etti bir adam solumu oysa deliyim diye birşey demezler sanmıştım, ki zaten zararsızım…yürüyen bir çöplüğüm gözünde etrafımdakilerinin oysa…) 01:06 17.08.2010

13 Ağustos 2010 Cuma

Kontrol

Yeni bir yol, adımlar içinde güvensiz bir özgüven yollarda bırakır göz damlalarını ve anlatır akamayan bir göz yaşı damlası değerini.Özlenimin gerekesinimi belirtisi azdır sevdiğim bir zaman içi.Kıskandığım bir zaman geçmişi görür beni akşamın kararmacasında ve eksik bir demir parçası yerini bulur sevdiğim bir zaman içi.Siyah bir gök yüzü mavisinden, içine alır tüm sevdiklerimi.Gününden birlik harflerim adımlarımda tutarsızlık gösterir duygular boyu bir adam olunca ve sormak niyetim değildir eylemlerimden öncesi, bu bir hayat yoktur bilmecesi zamandır tek derdi ölmek istemeyen bir zaman…Ve anlatırım gözümdeki bir damlada sevdiklerimi…benim hayatım, benim hayatım…hayat “benim”. 30 13.08.2010

20 Temmuz 2010 Salı

soğuk...


Sonunda deminin ürpertisindeki su akışı hayâle yakın bir vurgunluk, ve dillerde suskunluk habercisi kendine yakıştıramadığın yorgunluk…Sınır noktası derin bir yüzgeç yırtmacı, düşlerindeki bulantı.
Değiştiremediğin bir zaman akışı, sonun başlangıcından öte bildiğin bir gerçek, nedir seni ayıran insanlardan.
Rüya işçileri nasılda yorulmazlar,mükemmel bir gelecek için.Gerçek içinde gerçek olandır, düşüncelerde…
Nefes alabildiğim son bir parça ;zamanda etkileşimi olan son bir zaman parçası,geciktiğim zaman parçaları.Hissettiğim son bir tanı duygularda, yakın bir son ve yakın bir başlangıç…
00:08    20.06.2010

4 Haziran 2010 Cuma

Doğrudur...

Zaman nasılda geçer
Zaman nasılda biter
Peki hangi zaman biter
Unutmadıkların arasında
Tekrar tekrar tek bir gün
Hmh! Arkandamı sandın
Kalır mı gerilerde
Dön demeye tutmayan yüzünde
Bir el unutulurmuş
Bir beden unutulurmuş
Bir çift göz nede yabancı gelir
Zaman hmh! Zaman
Unutulan zaman değil
Bitenlerde değil
Değillerde değil
Benim unuttuğumda değil
Unutulduğum…
Doğruydu
Unuttum sevdiğimi
Kaldığım bir damla hayalde
Uzaktan dokunuşlarda
Unuttum sevdiğimi
Unutulduğum…
Neler biter
Neler geçer gözlerimin önünden
Neler sebeptir
Unutulduğum…
Anlamak istemediğim bir vazgeçiş gerçekliğimden, zaman değişmeyen yüzünde gerçeğin olarak duran tek doğru.Değiştim bile kayboldum, yokum artık.Nasıl bir eylem kaybeder seni, nasıl bir zaman siler beni, geçemediğim bir türlü zamanlarım, geçemediğim bir türlü yok oluşlarım, değiştim artık, değiştim mi kaybettim beni, son sözüm hmh! Son sözüm yok… tanıdığım bir kız gecesinden gülüşleri, gecesinden öpüşleri kaybolur gider teni,doğrudur unutulduğum…00:24 04:2010

1 Haziran 2010 Salı

ben Masal ülkesiyim...

Dönemediğin bir masal ülkesiyim, fırsatlar kapılarımı açar bir masal ülkesiyim, şansın yanında oluğunda, küçük bir farklılık yakalandığında ben kapılarını açan büyük bir masallar ülkesiyim.
Hayallerinin kaldığı, zamanın durabildiği bir masal, orman perileri dans eder geceleri ben uyurken, büyülüdür benim ormanım, geceleri yıldızlar yerdedir eşlik ederler rüyalarıma ve bitmeyen masalıma ben bir masalım ve hiç bitmem köklerini topraktan esirgemeyen bir ağaç gibi.Umutlar bende tükenmez,
Kuşkular yenilerini getirmez bende, bende heyecan vardır, mutluluk vardır…
Öte yandan bir an dalgınlık yeter benim için masalımda yaşatabilmem için seni, yeterki geçmeyi bil…
Ve bir tek şans iyi kullanıldığında yüzyıllar geçsede aynıdır, eğerki harflerde yaşatabilirsen.İçtiğin bir damla suyum ellerinden su perilerimin yaşatır seni ölümün soğuğundan.Burda tüm canlılar dostundur bir şekilde, burası hayaller ülkesi masalların dünyası.Bitirmek istemediğin tüm herşey kalır yanında,uzaklaştığın mutlulukların sıkıca sarılır sana kelebeklerimin kanatlarında.Eğer istersen geri dönme şansın her zaman vardır…Yollarımda saklıdır tüm gizlilikler, kayıp hayaller… ve bulmak istediğin tüm sevinçler, ben büyük bir masalım, kaybolduğun dünyayım ve istersen her zaman bulma şansın var, düşünmen yeter kalbinden.
Ben geçebildiğin tüm yansımalarım, ben masallar ülkesiyim… gerçekten hissedebildiğin bir dokunulmazlığım ben…
Sen istedikçe hiçbir zaman gitmem.22:23 01.06.2010

26 Mayıs 2010 Çarşamba

Parçalarınla tutunmak...

Yoğunluğunda kalbimin, yoğunluğunda derinliklerimin, içimde kaybolur bir tapınak aidi olan budistlerin.İnandırdığım sevgi türü içimde yoğunlaşır bir gerçeklik alır, evrenin karanlığında merkezinden kaybolur, tapınağından dış merkezlerinde yoğunlaşır.Aidi olduğu dünyasından bağışlanır diğer bir tarafa geçiş için.Göremediğin yer artık vârolur artık kaybolur somutluğu, kalmaz elinde soyutluğundan dokunulur hislerin.Gerçek vücut teni sıcak bir yanmadır ve dokunsalar alevdir parmaklarında.Zihninde perdeleşir gerçeklerin, yoğunluğu düşlerinin ele geçirir bedenindeki dilleri ve yok eder gerçekleri.Akıl üstü bir oyun rüyalarında ama gerçeğin budur içselliğin kayıplarında.Bir Adem elması yeterlidir başlangıçta ve kayboluşta.Gerçek dokunmadığın bir rüyada gizlidir yaşamın pençelerinde, gerçek arada kaldığın zamandır kayıplarından uzakta.İnandığın sevgi senden kaybolana dek gerçek hala gerçektir bir tek geçiş buna cevap olabilir…
Parçalanıp tutunmak istediğin son bir zaman…
00:33 26.05.2010

21 Mayıs 2010 Cuma

harikalar diyarı...

soğuk rüzgarlar
var mıydı bilemedim
içimdeki sende gözlerimin
soğuk nefesler
yanındayken düşüncelerimde
sıcaktı parmakların
olmasada atar parmaklarındaki kalbin
soğuk denizkızı
rüyalarımın esintisi
alnımdaki hikayen
harikaları alisin diyarında
nede farklı düşünür içim
eylemlerimse uzaktır sana
ama dokunur parmaklarım
dokunur
ah şu gözlerin
ah şu gözler
durdum bir günde
dondum önünde
soğuk esintileri bakışlarının
aklımda ne var bilemedim
bırak zamanı
gitsin senden
bıraktım kendimi
ama yine gidemedim
kaldım bir günde
sıcak gözlerinde
ah nedir buna sebebiyetim
öğrenemedim…
02:32  21.05.2010

13 Mayıs 2010 Perşembe

Kuytularında bilmeceleri hislerimin...

Kuytular adı altında dolaşır gözleri, bilir bilmez bilmeceleri.
Bilmecelerinden düşünür bir hava tahmini, inanmasanda doğrudur gözleri, anlatır bilmeceleri.
Karmaşadan uçan kuşlar, kara kanatlar sesinden karanlıktır sisli havasında kuytuların.
Gözlerinden karalar, yalandan kalmalar, soğuktur elinden tutmalar ve anlamasanda yok olur sıcaklığı ruhunun gözlerinde sana bakan adamın ellerinde…
Yine de kararır bir hava tahmini hislerde, örtüsünden karamsar bir bulut aslında hislerde.
Yamacından bırakılan yalan duygular, devam eder kurgularından tümsekler her yerinden düşmeler.
Ummalarından rahat bir nefesler, ne de bilmece bu sesler, ne de kargaşa bu hisler.
Telâfuz edilesi kırmızı çilek kalpler, hah ha! gülüşlerinden kırık düşünceler ve tamamlamadığın öpüşler…
Sıcak sarılmaların, içlerinden ayrılışlar, rüyalarından uçmalar.
Gelen son kurgusal açıların içinde kalıpta değişimler, nasıl bir kolaylık zorlanmadan değişimler, oluyor ki karalı gözler görüyor ki yalandan bilmeceler içinde eğilimler.
Nasıl bir eylem getirir seni dünyadan, yaşamdan, hayattan…
Ve eyleminden getirisi nedir seni bu düşüncelere iten hislerden ötesi, nedir gövdende yanmaları hissettiğin sıcaklığın nedeni…
Ve getirdiğin tüm tanımlamalar, parlaklığından altın sarısı düşünceler, rüyalarında adımlarını sağlayan sevişmeler, sen yada değil neyi değiştirir değiller, olmazlıklar…neyi.
Düşük merkezli kanatların oluşturduğu alternatif duygular, güldürmeyin beni cazib insan huylular, kalın bende tüm insan üstü bilmeceler, gizeminden bitmeceler nede tamamlayıcı senden sonrası hisler…
Kalır dökülür yaprakları kurusundan, başlangıcından biter karamsar bir bulut, biter yapraklarından yeşil renginden düşünceler, kırmızıdan hisler…
Ve gerçek hayat bir rüyadır uykularımda, asılıysa yatağımdan bir adım sonrası başlar düşlerimden gerçek bulutlar, asılıysa ben rüyadayım, günün ortasındayım…
00:49 13.05.2010
                           

26 Nisan 2010 Pazartesi

öldüm ben...

Kalbime düşen her ölüm parçasında, tüm nefeslerimin bir eksildiğinde, soğuk rüyalar görmeye başladığımda, ışıklarımın son bir gün bitimine dek, ve rastlantılardan unutulana, gözlerde kaybolup gidene dek, sözlerden uzaklaşıp anlamaya çalışana dek, hayallerimin sonuna gelip onlara dokunana dek, artık unutun beni, artık kaldırın beni hatıralardan, üzülmeyin artık her sonun beklentisi gibi unutun beni, öldüm ben…öldüm…öldüm 01:22 26.04.2010

25 Nisan 2010 Pazar

Duvardan Aynalarım, mümkün olası Zaman Parçalarım

Zaman gelir, zaman geçer, bir derinliktir hislerde saklanan kuytuluklar.Bir an öncesi ve sonrası akılllarda kalır zamanın ortası, kalabildiğin tek bir anı parçası, duraksayabildiğin kendi tarihselliğin.
Bir beden tanıdım gövdesinden kuru bir durakta, kuru olmasına rağmen yeşil saçları arasında bir çift göz yakaladım eve dönüş yolumda.Bıraksammı bilemedim ellerimden duygularda ve kıramadım zamanda hislerimin aynasında.Bilinmez bir harikalar diyarı değil adımlarımdan alıntılarında zamanım ama nede çok şey gizlenir hiçbirşeylerimin arasına ve diyarından harikaları nede gülümser anı parçalarımda aynalarımdan duvarda.
Ve” zaman” saklanmadan geçmesi mümkün olan zaman parçalarımı verin bana…02:55 25.04.2010

17 Nisan 2010 Cumartesi

delisinden sesi…


Deli adam deli
Sesler karanlık
Gözler çizer bir daire
Görmez iki göz yüzleri
Deli iki ses
Gülmeçten iki dokunak
İki komik insan
Farklı durumlar adı altında iki insan
Nede gerçek bir senaryo şu hayat
Olmak gerekli delisinden adamı
Çalmak gerekli bazen
Eksik senaryo filmleri
Küçük bir alınganlık gerekli
Arta kalan bazenlerde
Arta kalan hislerde
Delisinden sesi
Deli adam deli
Neyi ayırır seni
Ondan farklı kılmanda kendini
Deli adam deli
Uçar gider hayalleri
Düşünmez küçük bir derdi
Nede mutludur kendi
Delisinden sesi
Deli adam deli 22:51 17.04.2010

15 Nisan 2010 Perşembe

Düşünce bilmeceleri...



Farklı düş çemberleri, ortalarında sen bildin ben bildim bilmeceleri ama en doğrusundan ne oldu ne bitti yüklemleri.

Zamanlar esnasında şu yada bu eylemleri, hepsi amaçtan ziyade gösterir seni.

Düşünceden yaratılan bir düş gezegeni, tüm olumlu hatalara olumlu tepkimeleri.

Ben bildim sen bildin, aynı havada nefes bulan, aynı havada can bulan insan bilmeceleri.

Yok olmaktan ziyade ben varım düşünceleri.

Ne ilerisini nede seni ,gösterir eyleminden adımların bir an ötesini.

Ötesi, bir zamanlar bilmecesi, saklıdır içinde zamandan öncesi.

En doğrusu aradaki yalıtımı kaldırmaktır düşüncelerde, hislerde, düzgün bir düşünce yolu.

Gizlenmeden, gereksinimlerinden biraz vazgeçmek, kendinde kendin kalabilmek,düşüncelerde duraksayabilmek, bir an ötesine geçebilmek hislerde, neleri değiştirir hayatında, farkında olmadan…

Düşünceler bilmecesi…

18:25 15.04.2010

9 Nisan 2010 Cuma

zamanı zamanından eskitilmiş anıların…


Zamanından geçmiş anıların, ifadelerinin altında koyu bir çizgi var önemini taşıyan, onca yükü bir çizgide bırakan nedir seni bu alıntılarda alı koyan.
Zamanından geçmiş anıların, zihninden silinmesini istemediğin duygu kırıklığın, nedir seni farklı kılan tüm insanlardan.
Topraktan gizli bir hayat, yenileşmeye maruz kalmayan düşünce olguların, bilinçaltı Tanrısal doğruların.
Zamanından geçmiş anıların, yaklaştıkça son vuruşuna harflerinin derinden bir sarılış, sanki bir daha tekrarlarından olmuycakmış gibi, sanki sonmuş gibi.
Tüm duygusal birleşimlerinin geçip giden zamandan geçip giden parçalardan geçmiş anılarını küçük bir zaman boşluğunda çıkartıverir, okşardı kıyıda köşede kalmış tüm hislerini…




Zamanı geçmiş anılarımın,
bırakın benim onlar,
benim parçalarımın,
benim...
alıntıları duygularımın,
yoksulluğudur zamanlarımın.
Ve geçmişinden anılarımın,
bırakın kalsınlar orda,
kalsınlar derinlerde,
hatırlatmayın,
bırakın…
01:20 30.03.2010
zamanı zamanından eskitilmiş anıların…

5 Mart 2010 Cuma

Tek bir saç telinde "hayatın"...

Geçer gibi tüm hayatın gözlerinin önünde toplanır sana bir şeyleri hatırlatmaya çalışırdı.Ve kaldığın tüm anılar ülkendeki hayallerine yol gösterirdi karanlık aydınlanadek.Karışımından çok, hayatın içinde bulunan nedenleme sorularından çıkardığın tüm dersler adı altında hislerindeki cümlelere getirdiğin son, getirdiğin yüklem, getirdiğin yargı önemliydi.Ve tek bir saç teline gelirsek, rüzgarına değmeden hayatın uçup giderdi, senden kaçar giderdi, yaşadığı bedenin yargılarındaki infazlarda yaşamaktan kaçıp giderdi.
Ve sen her yeni güne diğerlerini unutarak ve yenilerini kaybederek girerdin, seninle birlikte yaşamakta olduğun duygu kırıkları yüzünden.Duygularınmı kaybolurdu yoksa bunca insan arasında kendine saklanıp onlardan kaybolurmuydun.İnfazından yargısı, yargısından değer yargısı tek bir saç teline konup uçup giderdi senden, eğer isteseydin. 18:55 04.03.2010

3 Mart 2010 Çarşamba

kurşun kalemim...


birikintiden toplanır bir hal

akıntılar yönü küçük bir tahtadan adam

aklımdakiler tümüyle onda kalır

ve düşlerime yansır

gölgesinden alıntıları

perisinden ilhamı

içime yansır tahtadan adamın kurşunları

unutmayan bir tek o'dur

bırakmayan bir tek odur parmaklarımı

metalinden kandırmacaları

ruhundan eksiktir duyguları

uçar durur adımları

oysa! benim tahtadan adamım

durmaksızın uçar coşturur duygularımı

ve kendisinden çok

bedenimin parçasıdır tahtadan adam

ruhumdan aşığı

kurşun kalemim...

23:23 03.03.2010

13 Şubat 2010 Cumartesi

gününden sevgili

olmasındansa yalancıktan rüyalar
gider bir hava baloncuğu
dilimdeki su tanelerinde
noktasından kesitler yeter bana
yada hayalinden yağmurlar
ki dokunmasından rüyalarım
ve tüm sevgimi harcadığım dostlarım
hislerimin hayaleti
sormasada
ben bilirim gözlerimin rengini
ve bilirim gönlümün ilmini
ne su çözer
ne de dengesi
bir tek
kendin çözer kendini
gününden sevgili
bilinmeyen türkü zili
ne zaman çarpar
rüzgarı seni
gününden sevgili
23:17 13.02.2010

7 Şubat 2010 Pazar

konu bu! "kendin olmak"


Karamsar dünyanın düşüncelerine eğilimleri, gerekli tüm duygulardan kaçımsamaların önemsiz bir maneviyat boyutu.İçinde doldurulmayan düşünce bulutları, yağmurdan hızlıca uzaklaşmaya çalışan adımlarının doğruyla yanlış arasında seçim yapmaksızın birbirinden ayrı infazları ve infazlarda olan duyguların kendini senden atar uçurumları.Ve ahmak bir dünyada farzından insanlar gibi görünmektense kırılır giderim tavırları, bu en doğruları.Hakkının tümüyle olmadığı beden adımları, bilmediğin tüm akıl oyunları.Malümatlarından hayat gereksinimleri ve bu gereksinimlerden önce neyi niçin yaptım bilmeceleri, çözerken bilmeceleri olmaktır en yakın yanımsamalardan ve kandırmacalardan uzağında kendini.Ve çözemediğin tüm akşam yemekleri bir adım daha yaklaştırır seni, uzaklarında doğrulardan ve ölümlerden, ki en yakını kendi finalindir dünya yarışında gözlerinden yağmurda ve bu yağmurda bir son yakından tüm gözlerde sana.

İşte tüm bunlar olurken gülsem mi yoksa ağlasam mı tiripleri, neyi değiştirir görmekten çekinmeyen gözleri ve gördükçe hislerinden bir dünyada anlarsın gülmeleri.Tanımından eksik davranışlar, tanımından arzusuz davranışlar ve içtenliğinden bir hayli kırılgan yanımsamalar; bu! uzak doğrular...
22:27 07.02.2010

3 Şubat 2010 Çarşamba

"Sihir" buna inanır mısın...


Sihirden kalemim...
Yaprağından sihirli sarı sayfalarım...
Sihirden masallarım...
Hayatımdan geçen sihir adımlarım ve alıp başını çekip giden sihirlerim.
Gelmesi gereken zaman, istediğinde seni bulur, sana uğrar, olmasını istediğini gerçekleştirir kayıplar dünyasına yelken açardı renkli sularda düşlerinin.
Sayfamdan geçen kalemimin gölgesi, hayatımdan geçen düşüncelerin gerçekleşmesi.Renklerin kasırga gibi kulağımdaki fısıltıları müziğin ve çabasıyla ta kendisidir sihrin.Olağanı farklı görmek, farklı hissetmek, rüyalarında yüzebilmek, hiç olmasada zihnini buna yorabilmek, aynı zamanda zamanın diğer tarafında duraksaybilmek.Akıcı bir gece olmak rüyalarında.
Bir anda dalıyorum hayallerime karşımdaymış gibi ve çıkartıyorum tüm umutlarımı sevgiye toprağın altından.
Ve gizem dolaştıkça parmaklarıma, parmaklarımın arasında duran kalemim mistik çağlardaki dansözler gibi dans ederdi akıl üstü sayfalarımda.
Nasıl batarsa bir gölge aydınlığın sonunda, nasıl batarsa bir gölge karanlıkta, tüm gölgeler görünmez fakat kendilerini gösterir hepsi küçük bir aydınlıkta...
Bazen uçmayı özlersin sanki daha önce denemiş gibi ve bazen rüyalarını özlersin, çocukken görmekten mutlu olduğun rüyalar.
Sihirden gözlerimde öylesine koştururdumki, hayaller ülkemdeki tüm hızlı koşuculardan daha hızlıydım.
Bazen oyuncaklarım kadar yakındır kötülük ama hiç istemekli olmam ve korur beni gönlümün sularındaki perim, aşık olduğum tek kadın.
Peki farklı olan neresi, sihirden öte duranlarmı...
Yada nedir farklılık seni tüm insanlardan farklı kılan.
Yüz yıllar sonra tekrardan tek birşey getirir seni bu hayata, dünyaya sihirli bir dokunuş.
Kalsanda kalmasanda hayat.
Sihirden bir şapka, sihirden dev dünya hayaller ülkesi.Var yada yok neyi değiştirir.Zamanımı, senimi.Senden başka...
Kendinin yarattığı korkulardan, yapabilseydin kurtulmazmıydın sihirle ve elinde olsaydı kurtarmazmıydın kötü bir günü, kaybettiğin tüm anıları.
Basit bir uyku gibi gözüksede, nede gerçektir rüyalar, başka bir boyut ruhanilikte ve gerçekten öte sihirle karışık ne varsa...
Ruhumun parfümü piyano vuruşlarım, nedir alıntıları birleştiren.
"Sihre" inanır mısın...o zaman yolculuğa devam. (zamansız yazılımlar)

21 Ocak 2010 Perşembe

bu...(Rüyalar denizinde yüzmek)


rüyalarımdaki iyi şans...
alakasız bir savurganlık düşüncelerde
tehlikeli görünen sınırlar
bilmiyorumlar...
neyi bilirki insan
rüyalardan önce
kara bir komedi
rüyalar denizim
birikimi olmayan hayatım gibi
dolup taşan sarı sayfalarım gibi
eskiyen bir ev gibi
sarı sayfalarımda yıpranmış, eskimiş bir ev gibi
patikasını kaybettiğim salıncağım gibi
kayıp bir sihirli kutu
kare olmayan
dünya olmayan
gerçek olmayan
sadece hayal düşündüğüm rüyalar
açmak istediğim rüyalar
deli olmasamda deliyim
sevgiyim kendime
aşkımda
benim kendime
rüyayım
düşüm
koca bir dünyayım kendime
ölmesine izin vermediğim koca bir dünyayım ben
aslında evrende görülmeyen nokta bile değilim ben
Ama içimdekilerle hepsinden
herşeyden büyüğüm ben
benim işte
bu... 00:12 21.01.2010

8 Ocak 2010 Cuma

Tekrarını alamıycağın bir son...(Hayaller Ülkesi)


İkilemde bir hayat kahramanı, belliki iki hayat...

Hızlıdan dönen yaşam saatini değerlendirmek için tik takların içinde gezer kaybolurdum kendi rüyalarımda.Alıp zamanı cebimde saklardım odamdaki sihirden ve kullanmadığım tüm yaramazlıkları sihirle karıştırırdım.Hayal, kocamân bir hayal, içinde tüm sevdiklerim ve ikilemde kaldığım tüm hayatlarım.Ve annemin genç adamıyım, genç adam, genç adam, kocaman gözüken bir çocuk, yüreğindeki kocaman çocuk, yaşlanmayan bir adam.
Bahsetmek istemediğim dünya içi rüyalarım, ve hala kitaplığımdaki oyuncaklarım, hayaller ülkemde onca hayat verdiğim parçalarım, onlar beni bırakıp gitmeyen tek canlı dostlarım.Zamanı gelince sonrası var yada yok herkes gibi gözümüzü sonsuza dek kapatıcaz ve o azaman gözlerde ve kalplerde bizim için küçük bir son yazıcak.
Tekrarını alamıycağın bir son... 00:15 09.01.2010